Halk arasında, böcek ilaçlama tanımı genellikle tüm pest kontrol uygulamalarını tanımlayan bir terim olarak kullanılmaktadır. Fakat böcek ilaçlama pest kontrol uygulamaları içinde bir alt daldır. Daha doğru bir tanım olarak; böcek ilaçlama, pest kontrolü için kimyasal böcek ilaçların kullanıldığı mücadele olan pestisit yöntemlerini içeren pest kontrol yöntemlerine verilen ortak isimdir. Öte yandan pestisit yani böcek ilaçlama yöntemleri ile tüm haşere kontrol yöntemleri, zararlı organizmaların yönetiminde birbiriyle ilişkili iki kavramdır.
Böcek İlaçlama ile Pest Kontrol Arasındaki Fark Nedir?
Böcek ilaçlama (pestisit) yöntemleri, haşereleri kontrol etmek, kovmak veya ortadan kaldırmak için insektisitler, herbisitler ve fungisitler gibi kimyasal maddelerin kullanımını içerir. Bu kimyasallar, böcekler, yabani otlar ve mantarlar dahil olmak üzere çeşitli haşereleri hedeflemek için özel olarak formüle edilmiştir ve püskürtme, granüller veya yemler gibi çeşitli yollarla uygulanabilir. Öte yandan, haşere kontrol yöntemleri, haşere popülasyonlarını yönetmek ve azaltmak için daha geniş bir yaklaşım yelpazesini kapsar. Bu yöntemler sadece pestisit kullanımını değil aynı zamanda kültürel, mekanik ve biyolojik mücadele tekniklerini de içermektedir. Kültürel yöntemler, mahsul rotasyonu ve sanitasyon gibi uygulamaları içerirken, mekanik yöntemler fiziksel engeller, tuzaklar veya elle kaldırmayı kullanır. Biyolojik kontrol, zararlıları bastırmak için doğal yırtıcıları, parazitleri veya patojenleri kullanır. Entegre Zararlı Yönetimi (IPM), minimum çevresel etki ile etkili ve sürdürülebilir sonuçlar elde etmek için birden fazla haşere kontrol yöntemini birleştiren bütünsel bir yaklaşımdır.
Böcek İlacı Nedir?
Böcek ilaçlama tanımını anlatabilmek için böcek ilacı tanımını da anlatmak gerekir. Böcek ilacı, tarıma, halk sağlığına veya yapılara tehdit oluşturabilecek böcekleri kontrol etmek, püskürtmek veya öldürmek için kullanılan kimyasal bir maddedir. Böcek öldürücüler, böceklerde belirli biyolojik süreçleri hedef alarak çalışır, genellikle sinir sistemlerini etkiler veya büyüme ve üreme gibi temel işlevleri bozar. Krizantem çiçeklerinden piretrinler gibi doğal kaynaklardan elde edilebilirler veya organofosfatlar, karbamatlar ve piretroidler gibi kimyasal olarak sentezlenebilirler. Böcek öldürücüler, spreyler, granüller ve yemler dahil olmak üzere çeşitli formülasyonlarda mevcuttur ve tarım alanlarından yerleşim alanlarına kadar çeşitli ortamlarda kullanılır. Böcek öldürücüler, haşere kontrolünde oldukça etkili olabilse de, kullanımları çevresel etki, insan sağlığı ve böcek direncinin gelişimi ile ilgili endişeleri artırmaktadır. Sonuç olarak, etkili haşere kontrolünü kimyasal insektisitlere daha az bağımlılıkla dengelemek için entegre haşere yönetimi stratejileri giderek daha fazla benimseniyor.
Neden Böcek İlaçlama ve Pest Kontrol Yapıyoruz?
Genellikle öyle düşünülse ve onları evlerimizde yaşam alanlarımızda görür görmez talep ettiğimiz gibi böcek ilaçlama ve pest kontrol uygulamaları böceklerin tamamen kökünü kurutmak için değil onların yaşam alanlarındaki popülasyonlarının sayılarını diğer canlıların yaşamlarını olumsuz etkileyemeyecek sayılara indirme işidir. Bunun nedeni böcekler dünya ve hayatın devamı için vazgeçilmez hayvanlardır.
Böcekler, dünyada çok geniş olarak yayılmaları ve çok değişik yaşam çeşitleri göstermeleri nedeniyle, insanlarla doğrudan doğruya ya da dolaylı olarak yakın bir ilişkiye sahiptirler. İnsanlar açısından böcekler, doğrudan doğruya yararlı olanlar, dolaylı olarak yararlı olanlar, zararlı olanlar ve etkisini doğrudan doğruya duymadığımız böcekler (varlığı hissedilmeyenler) diye gruplara ayrılır. Bu ayrımı yapay bir ayırımdır (bugün zararlı olarak görülebilen bir hayvan, yarın yararlı olabilir ya da tersi olabilir) ve görecelidir (yarar ve zararları yalnız insana göre saptanmıştır). Neden böcek ilaçlama ve pest kontrol mücadelesine ihtiyaç duyduğumuzu anlamak için böcekleri davranış ve popülasyon durumlarına göre sınıflandırmak soruya cevap vermek için en iyi başlangıç noktası olacaktır.
A) Doğrudan Doğruya İnsanlara Yararlı Olan Böcekler
Böceklerin kendileri ya da ürettikleri yapılar, insan için yararlıdır. Besin, giyim, ilaç, süs eşyası, oyuncak, takı, sihir maddesi vs. olarak kullanılırlar. Teknolojinin ilerlemesi ile ekonomik önemlerini birçok bakımdan yitirmektedirler. Fakat bazıları her zaman önemini korumuştur ve uzun zaman da koruyacağa benzemektedir. Bunlardan en önemlisi M.Ö. IV yüzylda Çinliler tarafından evde yetiştirilen dut-ipekböceği (Bombyx mori)'nin yabani formu Bombyx mori mandarina'dır. Bu hayvanın kozasından ipek elde ediliyordu. Bal arısı Apis mellifera (= mellifica), M.Ö. VII. yüzyılda, Ön Asya'daki kavimler tarafından balı ve mumu için evcilleştirilmiştir. Hindistan' daki kabuklu bitten (Tachardia lacca) lak, Meksika'daki bir koşnilden (Dactylopius coccus) kozmetik ve histolojik teknikte kullanılan karmin boyası (benzerleri analin boyası olarak sentezlenmiştir), meşe gallerinden (mazılarından) elde edilen maddelerden zaman zaman mürekkep ve tabaklamada kullanılan tanen elde edilir. Polonya'da Pryhpyrophora polonica denen bir koșnilden analin boyası sağlanır. Doğu Asya'da bölge bölge olmak üzere kabuklu bir bitten [(Ericerus pela, Çin'de), (Ceroplastes ceriferus, Japonya'da)] mum elde edilir; kutsal kitaplarda bir çeşit kudret helvası olarak (liken kökenli olmayan) bildirilen șekerli sıvıyı salgılayan bir çeșit kabuklubit (Trabutina mannipara ve Najacoccus serpentinus) ise Suriye' de yașar. Gerçek ipekböceğinin yanı sıra Saturniidae (Antheraea ve Attacus cinslerine bağ|ı türleri, özellikle Philosomia cynthia) ve Anaphe türlerinden de (Afrika'da) ipek elde edilir. Metalik renkte parlaklığı olanlar ya da ilginç renk ve desenlerle süslü olanlar, ziynet eşyası olarak kullanı|ır. Birçoğunun amatörce koleksiyonu yapılır. Bir kısmı (çekirgeler, bazı kınkanatlıların yağlı larvaları, termitler ve bazı ipekböceği larvaları) ikel kavimlerde hâlâ besin olarak alınırlar. Birçok böcek eskiden beri ilaç olarak kullanılmıştır. Son zamanlarda bunların yerini sentetik ilaçlar almakla birlikte, örneğin, Lytta vesicatoria (Iispanyol sineği) ve diğer Meloidae ve Cantharidae türleri, içerdikleri kantirin maddesinden dolayı, hâlå eșeysel duyguları artınıcı (afrodiziyak), yakı olarak romatizmalanı önleyici ve bazı sinirsel bozuklukları düzenleyici ilaç olarak kullanırlar. Homopathi de birkaç çeșit böcek, iyileştirici ilaç olarak kullanlır. Romatizma kökenli eklem kas ve sinir hastalıklarında balarısının zehri pomat șeklinde hasta yerin üzerine sürülür. Balarısında, anne sütünün gençleștirici ve eșeysel duyguları artırıcı etkisi (!) ona olan ilgiyi ve talebi çok artırmıştır. Calliphora larvalanının lapasının irinli yerlere yapıştırılması, vücutlarında bakteri öldürücü maddeler bulundurmalarından dolayı çok hizli bir iyileştirmeyi sağlar.
B) Dolaylı Olarak İnsanlara Yararlı Olan Böcekler
Böceklerin yașamlarını devam ettirebilmek için, kullandıkları yöntemler insanlara dolayı olarak yarar sağlayabilir. Örneğin, çicekleri tozlaştırmaları, insanlara zararlı olan diğer hayvan ve böceklerin üzerinde ve içerisinde değişik şekillerde parazit olarak yaşam alanı ya da onları avlamaları (biyolojik savaş), yabani otları yemeleri ve diğer şekillerde tahrip etmeleri (yabani ot mücadelesi) dolaylı yardımlarından birkaçıdır.
C) Doğrudan Doğruya Ve Dolaylı Olarak İnsanlara Zararlı Olan Böcekler
Doğrudan doğruya insanın sağlığını ilgilendiren böceklerin yanı sıra, kullandıkları ve besin olarak aldıkları maddeleri tahrip ederek zararlara neden olan böcekleri sayısı 10.000’i aşmaktadır. Bunların bir kısmı zaman zaman büyük ölçüde çoğalarak felaketlere ve kıtlıklara neden olur (çekirge göçü, sivrisineklerin, beyazsinek, vs. gibi çoğalmasından dolayı sıtma salgını)
D) İnsan ve Hayvan Sağlığını Etkileyen Böcekler
İnsanın, evcil hayvanların sağlığını tehdit eden böceklerdir.
Hastalık Yapan Böcekler: Doğrudan doğruya insanın ve evcil hayvanların sağlığını etkileyen hayvanlardır.
a) Zehirli Böcekler: Vücutlarının değişik yerlerinde taşıdıkları çok küçük miktarlardaki zehri değişik şekillerde diğer canlılara vererek onları öldüren, felç eden ya da canını acıtan böceklerdir. Bu grupta hepimizin çok yakından tanıdığı Aculeata arıları (eşek arıları ve bal arıları) kural olarak dişileri (genelikle işçileri) vücutlarının sonunda taşıdıkları zehir iğnesiyle toksik salgılarını enjekte ederler. Arı zehirinin pH= 5.2 (asidik) olmasına karşın, karınca asidiyle herhangi bir benzerliği yoktur; yapısı oldukça karmaşıktır. Asidik olmasından dolayı, açılan yara üzerine sürülecek bir miktar amonyak, zehirin inaktive olmasını sağlayacaktır.
Tüm zehirlenmelerde terleme, titreme, baygınlık, kusma, hayal görme vs. görülür. Pek az alkol verme dolaşım sistemini ve kalbi kuvvetlendirir. Arı zehrinin kuru maddesi % 75 proteindir. Bu protein üç kısma (fraksiyona) ayrılır. Bu ayrımlardan melittin (% 55), esas etkili maddedir. Melittinin yapısına “alanin, valin, arjinin, asparajik asit, glikokol, glutamik asit, izolösin, lisin, lösin, prolin, serin, threonin ve triptofan katılır. Bazı kınkanatlı familyalarındaki türlerin (Staphylini-dae, Meloidae ve Oedemeridae) ya kendileri zehirlidir ya da salgıları zehirlidir. Yutulduklarında ya da ezildiklerinde zehirlerini serbest bırakırlar. Lymantriidae tırtılarının, keza Saturnidae erginlerinin üzerindeki kolayca kopabilen yakıcı tüycükler (çoğunluk rüzgarla dahi kopar) deride (yumuşak kısımlarında) ve gözlerde acı yapan iltihaplanmalara neden olur. Saturnidae, Megalopygidae ve Cochlidiidae tırtılları, uçları kolayca kırılabilen yakıcı dikenler taşıdıklarından, bu hayvanlara dokunulduğunda deride yanmalar ve iltihaplanmalar meydana gelir.
b) Kendi Hastalık Yapan Böcekler: Çoğunluk hastalık yapan parazitler olarak bilinirler. Bunlara tipik birkaç örnek: Ev hayvanlarında özellikle sığırlarda deri yaraları meydana getiren sığır sineğinin larvaları (Hypoderma bovis); keza insanlarda deri yaraları meydana getiren Cordylobia anthropophaga (Afrika), Dermatobia cyaniventris (Amerika); tırnaklı hayvanların, özelikle atların midesinde yaşayan atsineklerinin larvaları (Gasterophilus intestinalis), kuşlarda yaşayan Mallophaga türleri; insanlarda , evcil hayvanlarda ve yabani hayvanlarda kalıcı ve geçici olarak parazit yaşayanlardan pireler ve Hippoboscidae türleri, Anoplura; tahtakuruları (Cimicidae) idde) veya kan emen sinekler bazen bir bölgeyi yaşanamaz yapabilirler.
c) Hastalık Taşıyan Böcekler: Değişik șekillerde insanlarla yakın yaşayan böceklerin birçoğu, aynı zamanda bir hastalık taşıyıcısıdırlar. Örneğin insandan kan emen, bit, pire (tifo, ifüs vs.), sivrisinek (değişik sıtma çeşitleri) hastalık taşıyıcılığı “parazitizmi” birleştirmiştir. Bunun yanı sıra, parazit olmayan, insana yakın birçok böcek, örneğin karasinekler, hamamböcekleri, karıncalar, hastalık taşımaları bakımından özellikle hastanelerde (Hospitalismus) çok önemlidirler.
E) Bitkilere Zarar Veren Böcekler
Bitkilerin değişik organlarını (kök, gövde, yaprak, filiz ve meyve) yiyerek ya da emerek ortaya çıkardıkları zararları kapsar. Bu işlevleri sırasında mantar, bakteri ve virüs hastalıklarını bulaştırmaları bakımından da çok büyük öneme sahiptirler. Kültür bitkilerinde yaşayan her böcek, zararlı olarak bilinmemelidir. Bunlardan, en az, zararları zaman zaman görülebilen türler zararlılar kapsamı içerisine alınmalıdır. Her tür, aşırı çoğalmayı, her zaman yapabilme yeteneğinde değildir. Bu gruplandırma şu şekildedir;
a) Popülasyon Yoğunluğu Durgun Olanlar: Hemen her zaman aynı popülasyon yoğunluğuna sahip olduklarından ekonomik önemleri pek yoktur (zararsız türlerin çoğu).
b) Popülasyon Yoğunluğu Zaman Zaman Değişenler: Zaman zaman yoğunluğu artan türleri kapsar (Aporica crataegi gibi).
c) Popülasyon Yoğunluğu Sürekli Artanlar: Hemen her zaman yüksek popülasyon yoğunluğu gösteren türlerdir (Pieris brassicae gibi). Bu çoğalma bazen belirli bölgelerde olur. Fakat yayılmaları daha geniș bir bölgeyi kapsar (rezeden bölgesi). Popülasyon yoğunluğunun artmasından meydana gelen olaylar ve zararları "Gradation" olarak bilinir. Gradasyon farklı evrelerde meydana gelir:
1. Latent (durgun) Faz: Normal bir popülasyondur. Zararları gözlenmez.
2. Akkreszen (büyüme) Fazı: Özel bir gradasyon, bu fazla (inkübasyon devresi) başlar. Popülasyon gittikçe büyümeye başlar. Zararları çok açık olarak görülmez.
3. Progression (patlama) Fazı: Popülasyonun büyümesi aniden büyük boyutlara ulaşır. En yüksek noktasına "Eruption = Patlama Devresi" denir. Bu evrede çok büyük zararlar meydana gelir.
4. Regression (gerileme) ya da Rekreszen Fazı (kriz): Popülasyon tekrar küçülmeye başlar ve normal duruma ulaşır. Progressiyon ve regressiyon fazın ikisine birden "Egression" denir.
5. Dekreszen (azalma) Fazı: Tamamen latent faza (durgun faza) ulaşır. Her türün gradasyon süresi değişiktir. Çoğalma yoğunluğu türlere özgü olarak bir katsayı gösterir "Çoğalma Katsayısı". Özünde, gelime fazlanının (yumurta, larva, pup. vs.) yoğunlukları da farklılıklar gösterir.
Bu evrelerin dikkatli alarak incelenmesiyle popülasyonun geleceği hakkında hakkında fikir yürütmek, yani "Prognose = Tahmin"olasıdır. Gradasyonun oluşumu için nedenler oldukça karmaşıktır. Tüm canlı ve cansız faktörleri incelemek gereklidir. Bununla birlikte aşağıdaki faktörler önemli rol oynar.
1. Yer: Coğrafik ve iklimsel koşullar. Popülasyonun büyümesi için en önemli faktörlerden biridir.
2. Hava Koșulları (dar anlamda): Sıcaklık ve nem, bireylerin üreme ve ölüm oranları üzerinde etkindir.
3. Dengelenme: Zararları ve parazitleri ile oluşan dengenin etkisidir. Örneğin, bir tür, parazitleri olmayan, bir ülkeye girerse, büyük ölçüde çoğalmaya başlar. Çünkü düşmanları yoktur.
4. Aşırı Yoğunluk: Așırı yoğun popülasyonlarda, besin sağlanması zor, hastalıklarının taşınması kolay ve karşılıklı etkileşimden dolayı kısırlık fazla olacağından, popülasyonun yoğunluğunun azalmasına doğru bir eğilim başlar.
5. Üzerinde Beslenilen Bitkilerin Durumu: Zararlılarına karşı yapısal değişiklikler meydana getirilen bitkiler (dirençli bitkiler), örneğin, sert ve tüylü kutikulanın oluşumu gibi ya da fizyolojik nedenler (kauçuk, ağaçbal, reçine, eterik yağlar, alkolovitler, yapraklardaki şeker-protein oranının değişmesi) bireylerin beslenmesini önleyecektir. Dirençli asma köklerinin yetiştirilmesi gibi.
6. İnsan İşlevleri: Çok yönlüdür ve en büyük faktörlerden biridir. Yanlış orman işletilmesi (olumsuz) ve gübreleme (olumlu) en basit iki örnektir.
F) Eşya Ve Depo Zararlıları Böcekler
İnsanlar tarafından kullanılan organik kökenli maddelere zarar yapan böcekler bu gruba girer. Odun, kağıt, yün, post, kürk, deri, depo edilmiş tahıl, un, tohumlu bitkiler, yağlar, yağlı tohumlar, ilaçlar ve etten oluşmuş besinler bunların başlıca zarar yaptıkları maddelerdir. Tahiı kınkanatlısı (Sitophilus), ungüvesi (Ephestia kuehniella), mutfak hamamböceği (Blatta orientalis), ekmek kinkanatlısı (Stegobium paniceum), sıcak ülkelerde termitler, elbise güvesi (Tineola bisselliella), mobilya kurdu (Hylotrupes bajulus), odun kurtları (Anobiidae larvaları), et kurtları (Diptera), yağ böcekleri (Dermestidae) vs. bazı önemli zararlı isimleridir.
Böceklerin Çoğalmasını Önleme Ve Böcekler İle Mücadele Nasıl Yapılır?
Bugün dünyanın en büyük sorunlarından birini oluşturan tarımsal böcek ve haşere savaşının çok değişik şekillerde yürütülmektedir.
1) Yasal Önlemler
Taşımacılık ve sürüklenme ile zararlı hayvanların yayılmasını önlemeyi amaçlar. Bu nedenle karantina yasaları çıkarılmıştır. Çoğunluk, ülkeler ve özellikle kıtalar arasında besin ve canlı (bitki ve hayvan) ticareti belirli kurallara bağlanmıştır. Sadece ergin hayvanlar değil, döllenmiş yumurtaları, larvaları, puplanı vs. çeșitli araçlarla taşınabilir.
2) Böcek Tehlikesini Önceden Önleme Dayalı Yöntemler
Zararlılara dayanıklı kültür ırklarının bulunması ve yetiştirilmesi, aşılama, doğru gübreleme, tahılların kurutulması ve havalandırması ya da soğuk yerlerde saklama gibi yöntemler kullanılır.
3) Böcek Mücadelesinde Kullanılan Mekanik Önlemler
Çeşitli tuzaklarla zararlıların yakalanmasını ya da etkisiz hale getirilmesin sağlar. Çekirge larvalarının çukur ve setlerle engellenmesi, pirelerin yapıştırıcı bir maddeyle tutulması, dana burunlarına tuzak kurulması, ışık tuzaklarının hazırlanması (güve ve gece kelebeklerine karşı), larvaların gelişeceği ortamların tahrip edilmesi (sivrisineklere karşı bataklıkların kurutulması gibi) bunlara örnek olarak verilebilir. Bu yöntemler çoğunlukla iş gücünün ucuz olduğu ülkelerde uygulanır.
4) Böcek Mücadelesinde Kullanılan Fiziksel Önlemler
Sıcak hava, buhar veya bazen alevle, sürülerin (çekirge), larvaların, yumurtaların bazen puplanın tahrip olması sağlanır. 60-80 derece bir sıcaklık birçok böceği (özelikle tahıl depoları için kullanılır) öldürmeye yeterli gelebilir. Bu, bazen, çeşitli pürmüzlerle bitki örtüsünün yakılmasıyla yapılır (tarla artıklarında). Değişik tozlar kullanılarak kutikula üzerindeki mum tabakasının yapısının bozulmasına ve bu şekilde buharlaşma artırılarak böceğin kurumasına neden olunabilir. Soğuk uygulaması, böceklerin çoğunda gelişmenin gecikmesine neden olur. Öldürmek için soğukta uzun zaman tutmak gereklidir. Fakat birdenbire sıcaklığın değiştirilmesi, öldürme için çok daha etkindir. Yığılmış tahılların (İçerisinde birikecek karbondioksit de içerisindeki zararlıların ölümüne neden olur. Bunun yanı sıra, radyoaktif ışınlara tutma, elektrik alanlarından geçirme, yüksek frekanslı sesleri kullanma, kırmızı ötesi ışınlar uygulama ve buna benzer teknik savaşımlar gün geçtikçe önem kazanmaktadır.
5) Kimyasal Yöntemler; Böcek İlaçlamada Kullanılan Yöntem ve Böcek İlaçları
Böcek mücadelesi günümüzde daha çok haşere popülasyonlarını yönetmek ve azaltmak için çeşitli kimyasal ve biyolojik yöntemlere ve böcek ilaçlarına dayanır. Bunlar, böceklerin sinir sistemlerini hedef alan ve temel işlevlerini bozan organofosfatlar, karbamatlar, piretroidler ve neonikotinoidler gibi sentetik kimyasalları içerir. Krizantem çiçeklerinden elde edilen piretrinler ve böcek öldürücü sabunlar gibi doğal böcek ilaçları, sentetik böcek ilaçlarına çevre dostu alternatifler sunar. Ek olarak, bakteri, virüs veya mantar gibi mikroorganizmalar içeren biyopestisitler, faydalı türlere verilen zararı en aza indirirken belirli zararlıları hedefler. Entegre Zararlı Yönetimi (IPM) stratejileri, etkili ve sürdürülebilir haşere kontrolü sağlamak için bu yöntemleri kültürel, mekanik ve biyolojik kontroller gibi diğer yaklaşımlarla birleştirir.
Böcek Mücadelesinde Kullanılan Kimyasal Önlemler Nelerdir?
Zamanımızda en çok kullanılan ve belki yan etkileri göz önünde tutulmazsa başarıya en çok ulaşılan yöntemdir. Etki etme șekillerine (bazen bileşimlerine) göre gruplara ayrılır.
1. Solunum Zehirleri: Solunum organlarına etki ederler. Siyan gazı, akrilnitril, triklorasetilnitril, tetraklor karbon (karbon tetraklor), etilenoksil, metilbromit ve hidrojenli fosfor, özelikle kapalı yerlerde ve seralarda çok çeşitli amaçlar için kullanılır. Çok etkilidirler.
2. Yenme ile Alınan Zehirler: Besinlerle alınır, mide ve bağırsaklarda zehirlenmeler yapar. Arsonik proparatları (kurşun veya kalsiyum arsenat) ve diğer birçoğu bu yüzyılın ilk yarılarında çok kullanılmalarına karşın, daha sonra, insanlar ve ev hayvanların üzerinde büyük zehirlenmelore neden olduğu için, birçok ülkede (yasal olarak) yasaklanmıştır.
3. Kontak Insektisitler: Birçok çeșidi bir arada kullanılır. Genelikle yapay olarak sentez edilirler. Pek azı bitkisel maddelerden (pyrethrum, derris, nikotin, quassia) çoğu madensel yağlardan (karbolineum) çıkarılır. Birçok çeşidi sentezlenmiştir. Çoğunluk özgül (spesifik) etkiye sahiptirler. Üç ana gruba ayrılırlar.
• Klorlu hidrokarbonlar,
• Organik fosfor bileşikleri ve
• Karbamat insektisitler.
İlk defa insektisitler klorabenzol ve kloralın kondensasyonu ile yapılmıştır.(1874'de 0. ZEIDLER tarafından sentezlenmiştir). Daha sonra aynı şekilde diklordifeniltrikloreter (DDT) sentezlenmiştir (1939'da P. MÜLLER, Basel-İsviçre, Geigy firması, tarafından bulunmuştur). İnsanlar üzerinde görünürde, ani zehirlenme etkisi olmadığından, tarımsal savaşımda bir devrim meydana getirmiştir. Savaş yıllarında ve daha sonra milyonlarca insanı salgın hastalıklardan ve açlıktan korumuştur. 1948'de yapımcısına Nobel ödülü verilmiştir. DDT kontak insektisitir. Organik maddeler içerisinde ve keza böceklerin epikutikulasındaki yağ tabakasında kolaylıkla çözülür. Sinir uçlar, özellikle tarsus üzerindeki duyu organlar, ağız parçaları ve antenler aracılığıyla vücut içerisine girer ve sinirlerle merkezi sinir sistemine iletilir. Böceği bir çeşit felç ederek, hareketlerinin düzenlenmesini bozar ve daha sonra hayvan ters dönerek bir iki düzensiz hareket daha yapar ve sonuçta ölüm meydana gelir. Zehirlenme dönüşsüzdür. Buharlaşma basıncı (buharlaşma yeteneği) düşük olduğu için, bulunduğu yerde uzun zaman etkisini gösterir. Başlangıçta buharlaşmanın az olmasından dolayı etkisi keskin olmayabilir; fakat zamanla çoğalır. Diğer klorlu bir hidrokarbon olan heksaklorsikloheksan HCH, benzol ve klor karışımının morötesi ışınlarla tepkimeye sokulması sonucu oluşan 5 izomerden meydana gelmiştir. Bu izomerlerden a-izomer(lindan) etkin insektisit özelliğine sahiptir. Heksaklorsikloheksanın başlangıç etkisi fazladır. Fakat devamlılığı azdır. Diğer kullanılan klorlu hidrokarbonlardan klordan, heptaklor, aldrin, dialdrin, endrin, toksafan, metoksiklor ve diğerleri DDT gibi etki ederler.
Organik fosfor bileşiklerinden (-OP) birçok preparatlar yapılmıştır. İlk preparat 1944 yılında G. SCHRADER tarafından Bayer firmasının boya fabrikalarında sentezlenmiş parathiondur. Yenme ve dokunma ile zehir etkisi yapar. Bazı zararlılarda ovizid ya da ovolarviziddir. Bitkilerin yeşil kısımlarıyla bitki içerisine alınır. Kısa sürede çok etkilidirler. Sadece böcekler için değil, aynı zamanda sıcakkanlı hayvanlarda kolinesteraz yapımını önlediği için, asetil-kolin zehirlenmesi ve parasimpatik sinir sisteminde kuvvetli uyarılmalar ortaya çıkar. Diğer birçok türevinden yalnız systox (dietil-etilmerkapto-etilthiofosfat ve onun türevleri) sistemik insektisitlerdir. Assimilasyon ve solunumla hemen bitki içerisine girerler. Floem ve ksilem borularından özsu emenlere ve galeri açanlara karşı bu ilaçla savaşılır. Diazinon ve malathion sıcakkanlı hayvanlar için daha az zehirli olan fosforlu bileşiklerdir. Büyük başarılarla kullanılan bu insektisitlerin verdiği mutluluk uzun sürmedi. Hem böceklerin dirençlilik kazanması hem de dolaylı olarak insanda birikmeye başlaması, bu preparatlanın çok dikkatli kullanılmasını zorunlu kılmaya başladı. DDT kullanılmaya başlandıktan kısa bir süre sonra, 1946 yılında, yalnız 2 hijyenik tür dirençlilik kazanmasına karşın, bugün sağlığımızı tehdit eden birçok (100'den fazla) tür bu dirençliliği kazanmıştır. Aşağı yukarı bu süre içerisinde (orijinal durumlarına göre) 5-10 misli daha dirençli hale geçmişlerdir. Bunlarla mücadele, gün geçtikçe, artık, olanak dışı olmaya başlamıştır. Bu dirençliliğe "Rezistanslık" denir. Bu durum, insektisit kullanılan yerlerdeki farklı türlerde, farklı şekillerde ortaya çıkmaktadır. Bu dirençliliği kazanma (birkaç tür dışında) bir preadaptasyondur. Yani insektisitlerin devamlı kullanılması, populasyon içerisinde kalıtsal olarak bu maddelere dayanıklı bireylerin seçilmesine ve zamanla fizyolojik ve davranış açısından yeni ırkların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Özelikle belirli dozların altında kullanılan ilaçlamalarda bu tip dirençli bireylerin ortaya çıkması daha hızlanmaktadır. Belirli ölçülerin altında biriken DDT, DDT-az enzimi ile dehidroklorize edilir. Siklodin grubunun zehir etkisinin kaldırılması da diğer enzimlerle olur.
Fosfor bileşiklerinin zehirleri de esteraz enziminin aracılığı ile hidrolize edilmek suretiyle etkisiz hale getirili. Bir ilaca dirençli olan bir tür, bu ilacın türevlerine, bazen diğer ilaçlara da kısmen dirençlilik göstermeye başlar (Çaprazlama Dirençlilik). -OP bağlarına dirençli olan bireyler, klorlu hidrokarbonlara da dirençlilik gösterir; fakat tam tersi olanaksızdır. Genetiksel araştırmalar bu dirençliği sağlayan genin yalnız bir gen olduğunu göstermektedir. Dirençliliğin kazanılması bir popülasyondaki seleksiyon hızına büyük ölçüde bağımlılık gösterir. İlaçlar yüksek dozda kullanılırsa (bunun da çevre kirlenmesi bakımından büyük sakıncaları vardır) ve popülasyonda dirençlilik genlerini taşıyan bireylerin sayısı az ise, savaşımda büyük başarı kazanılabilir.
Bunun tersi durumlarda dirençlilik sürekli artar. Bunun için dirençli böceklere direnç geliştirmeyi önleyici ilaçlar (Synergist) kullanmak gerekir. Nitekim zamanla bu sonunculara da direnç göstermeye başlarlar. Fosforlu ilaçlar insanlara ani olarak etki ettiği için başlangıçta dikkatli olarak; buna karşın klorlu ilaçlar normal dozlar içinde, ilk görünüşte zararlı görülmediği için sorumsuzca kullanılmıştır. Daha sonra yapılan gözlemlerde, tüm tarımsal ilaçların, insanların (daha doğrusu sıcakkanlıların) karaciğerinde biriktiği saptanmıştır.
DDT bulaşmış tarla ve çayırlarda otlayan ineklerin ve diğer hayvanların sütü ve eti ile; suyla denize taşınanların yosun-yengeç ve diğer sucul hayvanlar-besin yolunu kullanarak, balık vs. ile daha da birikerek insana dönmesi, birçok hastalığın (karaciğer, böbrek, damar, kalp vs. hastalıkları) ortaya çıkmasına neden olur. Bu nedenle birçok ülkede koloritli tarımsal ilaçların kullanımı da yasaklanmış ya da sınırlanmıştır. Tropiklerde salgın hastalıklardan dolayı bugün hala büyük ölçülerde kullanılmaktadır. İnsektisitler ya toz halinde, el ya da motorla serpiştirilir, ya da çeşitli eriyikler halinde kullanılır. Pompa, motor ve uçakla arazi üzerine püskürtülür. Zehirli gaz verenleri kapalı yerlerde kullanılır ve olanaklar dahilinde dış ortamdan yalıtılır. Bazen çeşitli besinler içerisine konarak verilir (sinek suyu gibi). Yumurta bırakılmasını ve larvaların gelişmesini önlemek için, asfalt ve kireç sürülür (ağaçların gövdesine sürüldüğü gibi). Bunların yanı sıra birçok özelleşmiş yöntem daha geliştirilmiştir. Örneğin, odunları korumak için floritli çözeltiler, yünleri korumak için insana zarar vermeyecek (daha doğrusu az zararlı) preparatlar geliştirilmektedir. Tüm bu ilaçlanın yan etkileri insanlığın geleceğini tehdit eder duruma geldiği için, kullanımlarında çok büyük özen göstermek ve olanaklar içinde kimyasal ilaçları kullanmaktan kaçınmak gereklidir.
6) Böcekler İle Mücadelede Biyolojik Savaş Yöntemleri
Zararlıların doğada yaşayan zararlılarını (predatörlerini), yani ikincil zararlıları (yani kendi zararlılarını) kullanarak yapılan savaşıma denir. Çoğunluk doğada zararlılar ile belirli bir denge içerisinde yaşarlar. Fakat insanın doğaya müdahalesi, bu dengeyi olumsuz olarak bozmaktadır. Orman zararlılarına karşı kırmızı orman örümceği, birçok meyve zararlısına karşı parazit arılar, kuşlar, böceklerde hastalık yapan mantarlar, bakteriler ve virüsler özel olarak yetiştirilerek zararlılara karşı kullanılmaktadır. Kural olarak her canlının en az bir zararlısı vardır. Ve biz bu zararlıyı kullanarak bir denge oluşturabiliriz. Sinek mantarlarından (Amanita muscaria) elde edilen 1,3-diolein ya da monooleata zehiri, sineklerin öldürülmesinde kullanılır. Türlere özgü eşeysel feromonları kullanarak dişileri ya da çoğunlukla erkekleri tuzaklara çekip yok etmek olasıdır. Böceklerin besin alması, antiaggresiyon (kızgınlığı önleyici) feromonları ile önlenebilir (insandan kan emenlere karşı, örneğin, dietil-toluamid kullanilır). Juvenil hormon ya da sentetik türevleri (farnesol-türevleri) böceklerin erginleşmesine engel olur. Antibiyotikler ise yașamsal öneme sahip simbiyontlarını öldürmekle simbiyontlarin bulunduğu bulunduğu konukçunun (termit gibi) ortadan kalkmasına neden olur. Kimyasal sterilantlar_(böceğji kısır birakanlar) (aziridin gruplu ksilohirrochinon ve trifenilzin) ya da röntgen ve radyoaktif kobalt-60 ışınları, erkeklerin kısırlaşmasına neden olur. Araziye bırakılan bu kısır erkekler, dişileri dölleyebilirler. Fakat dölledikleri dişilerin yumurtaları gelişemez. Işık vermek suretiyle diyapoz şaşırtması yapılabilir. Örneğin lahana kelebeğinin puplarına gece verilen flaş ışığı). Yumurta bırakma ortamlarının değiştirilmesi (çöl çekirgelerinde olduğu gibi) yine biyolojik bir önlemdir. Gelecekte en etkin ve en akıllıca tarımsal savaşımın biyolojik savaşım olması kaçınılmazdır. Çünkü ancak bu şekilde çevre korunması ve insan sağlığı devam ettirilebilir.
7) Ortak Koruma Önlemleri, Entegre Mücadele Yöntemleri
Fiziksel, kimyasal ve biyolojik önlemlerin tümünün bir karışımıdır. Daha çok geleceğe yöneliktir. Bu yöntemde, nerede, ne zaman, ne kadar, ne kullanılacağı bir takvime bağlanıp, en ekonomik șekilde, çevreyi kirletmeden, yararlı böcekleri öldürmeden, zararlıların ortadan kaldırılması amaçlanır. Bu yöntemin geliştirilmesi için, entomoloji biliminin tüm disiplinleri, bu yöne doğru kanalize edilmektedir.
İzmir Çeşme Arel Böcek İlaçlama ve Haşere Kontrolü: Zararlılarla Mücadele ve Çevre Sağlığı İçin Tek Noktadan Çözümünüz
Evinizi, işyerinizi veya çevrenizi haşerelerden korumak söz konusu olduğunda, İzmir Çeşme Arel Böcek İlaçlama güvenebileceğiniz isimlerin başında geliyor. İzmir Çeşme Arel Böcek İlaçlama Pest Kontrol, birinci sınıf haşere kontrolü, fümigasyon, dezenfeksiyon ve çevre sağlığı hizmetleri sağlama konusunda uzun yıllara dayanan deneyimiyle, müşterilerinin refahını korumaya ve İzmir bölgesinde sağlıklı yaşam alanları oluşturmaya kendini adamıştır. Yetenekli ve sertifikalı teknisyenlerden oluşan ekibimiz, böcekler, kemirgenler ve diğer istenmeyen canlılar da dahil olmak üzere çok çeşitli istilaları ele almak için en son haşere kontrol teknolojileri ve yöntemleri ile donatılmıştır. Entegre Zararlı Yönetimi stratejilerini kullanarak, çevre ve insan sağlığı üzerindeki etkiyi en aza indiren etkili ve sürdürülebilir çözümler sunmak için kimyasal, biyolojik ve mekanik kontrol yöntemlerini birleştiriyoruz.
İzmir Çeşme Arel Böcek İlaçlama, kapsamlı ilaçlama hizmetlerimizin yanı sıra fümigasyon ve ilaçlama hizmetleri de sunmaktadır. Fümigasyon uzmanlarımız, çeşitli fumigantları kullanma konusunda uzmandır ve zararlıların kapalı alanlardan güvenli ve etkili bir şekilde yok edilmesini sağlar. Dezenfeksiyon hizmetlerimiz, herkes için güvenli ve hijyenik bir ortam yaratarak konut, ticari ve endüstriyel alanları sterilize etmek ve dezenfekte etmek için tasarlanmıştır.
İzmir Çeşme Arel Böcek İlaçlama Pest Kontrol olarak müşterilerimizin, çalışanlarımızın ve çevrenin sağlığını ve güvenliğini ön planda tutuyoruz. Çevre dostu çözümler sunma ve en yüksek endüstri standartlarına bağlı kalma taahhüdümüz, bizi haşere kontrolü ve çevre sağlığı sektöründe güvenilir bir isim haline getirdi.
İzmir Çeşme Arel Pest Kontrol ile bugün ortak olun ve gurur duyabileceğiniz sağlıklı, haşeresiz bir çevre korumanıza yardımcı olmamıza izin verin. Hizmetlerimiz hakkında daha fazla bilgi edinmek www.izmirbocekilaclama.com sitemizi inceleyebilir ve bize ulaşabilirsiniz.